Diþil Bereket
Diþil Bereket

Sözcüklerin, diðer canlýlar gibi cinsiyetleri olduðu kanaatindeyim. Tabii yapýsalcýlýk açýsýndan bakýldýðýnda Claude Levi Strauss bana ne derdi, onu da tam olarak bilemiyorum. Bazý sözcükler erillikleriyle bize erkek imgesi yarattýðý gibi bazý sözcükler de diþillikleriyle kadýn imgesi yaratýrlar. Ýþte bu açýdan bakýldýðýnda “Bereket” sözcüðü bana hep diþil gelmiþtir. Bu durum belki de sözlük anlamý olarak, “bolluk” u nitelendirmesinden kaynaklanmaktadýr. Üretkenlik; çocuk doðurma ve emzirme özellikleri nedeniyle kadýn cinsine atfedilmiþ bir sýfat sanki. Çoðalmayý kocaman göbekli ve iri memeli bir kadýn figüründen daha iyi kim ifade edebilir ki… Yani bir toprak kadýnýndan.

Bereket kavramý, insanlýk tarihindeki yerini, neolitik dönemdeki süreçlerde silinmez izlerle kazýmýþtýr. Hiç þüphesiz ki, insanlýk varolduðu sürece de gerek imgelerde gerekse kültlerde kimi zaman farkýnda olduðumuz kimi zaman olmadýðýmýz günlük yaþama biçimi alýþkanlýklarýmýzda varlýðýný devam ettirecektir. Neolitik dönemin bu noktadaki önemi dönemin kendine has özellikleri ve kavramýn boyut deðiþtirmiþ olmasýndan kaynaklanmaktadýr. Tarýmýn toplumsal alt yapýdaki yerini almasý yeni bir dönemin ekonomik güçleri arasýndaki deðiþimle toplumsal dönüþümlerle iliþkilendirilebilinir. Tarýmsal üretim biçiminin alt yapýdaki yerini almasýyla birlikte tüm üst yapýlarda kaçýnýlmaz olarak deðiþmiþ ve bu deðiþim zamansal dizimlemede birbirlerini tetiklemiþtir. Çünkü neolitik dönem insanlarýn günler boyu av peþinde koþma alýþkanlýðýnýn yanýna kademeli olarak tarýmsal hayata geçiþi de eklemiþtir. Hiç þüphesiz ki bu geçiþte diþil gücün yeri azýmsanamaz. Kimi tezlere göre tarýmsal ve dolayýsýyla yerleþik hayata geçiþin temelleri kadýnlar tarafýndan atýlmýþtýr. Fiziksel güçlerine baðlý olarak av peþinde koþan erkeklerin yanýnda, toplayýcýlýkla uðraþan kadýnlar, bu konudaki deneyimlerini bir süre sonra, daha da “uzmanlaþtýrarak” topladýklarý besinlerden tohumlar elde etmiþler ve bunlarý ekmeye baþlamýþlardýr. Bu geçiþ dönemi bile baþlý baþýna ayrý bir araþtýrma konusu oluþturmaktadýr.

Avcýlýk dönemlerinde iþlerin iyi gitmediði zamanlarda gýda ihtiyacýný kadýnlarýn her koþulda ve her zaman topladýklarý besinler saðlamaktaydý. Yine ayný süreç neolitiðin keramik evresine denk gelen dönemde alet yapýmý olarak kendini göstermiþtir. Öyle ki, tarýmsal artý deðer elde etmeye baþlayan toplumlar bir süre sonra geleceklerini garanti altýna alma güdüsüyle stok ve depolamaya yönelmiþlerdir. Depolama iþleminin bir zaman dilimini kapsadýðý göz önüne alýndýðýnda besinlerin bozulmadan korunmasýný saðlayacak yöntemler önem kazanmýþtýr. Böylelikle günümüzdeki tanýmýyla seramik de toplumsal yaþamda “iþlevsel” amaçlar için yerini almýþtýr. Yine birçok teze göre ilk çanak çömlek yapým tekniklerinin geliþtirilmesi yine kadýnlar tarafýndan olmuþtur. Bu konu da baþlý baþýna ayrý bir araþtýrma konusu olacak kadar etraflýdýr. Genel olarak tüm bu atýlýmlar sayesinde insanoðlu aslýnda doðaya olan yaþamsal baðlýlýðýný geliþtirdiði yöntemlerle biraz olsun özerkleþtirmeye ve bir nevi kendi hayat sigortasýný yapmaya baþlamýþtýr. Böylelikle soylarýn devamý saðlanmýþ ve toplumun açlýk ve kýtlýkla karþý karþýya kalmamasý güvece altýna alýþmýþtýr. Bir sosyo-fobiye dönüþen açlýk kýtlýk doðada özerkleþmeye çalýþan insanoðlunda bereket kavramýyla, yerini kült ve inanýþlara býrakmýþtýr.

Kaçýnýlmaz olarak, tarýmsal hayatla birlikte geçilen yerleþik hayat sistemi kadýnýn toplum içindeki rolü de deðiþmiþtir. Bu deðiþim sonucu olarak diþil tanrýçalar kimi toplumlarda zaten varolan yerlerini daha da güçlendirmiþ, diðer toplumlar da ise, diþil tanrýlarýn varolmaya baþladýðý görülmüþtür. Zaten mitsel dinler tarihine de bakýldýðýnda görüleceði gibi neredeyse tüm diþil tanrýlar doðal simgeler ve güçlere sahiptirler. Bunun basit bir toplumsal tesadüften kaynaklandýðýný iddaa etmek cehaletin aynasý olmak olsa gerek…

Genel olarak yukarýda da deðindiðimiz gibi bereket biraz da kadýndan topraða, topraktan yaþama güç veren, bir diþillik sembolü gibi. Günümüz semavi dinlerinden Ýslamiyet’te ya da Brahmanizm de olsun tüm inanýþ ve tapýnma sistemleri içinde bereket kavramý hayata yön veren unsurlar olarak yer almaktadýr. Tüm bu noktalara bakýldýðýnda bereketin diþilliðinden dem vurmak için yeterli sebeplerimiz olduðu düþüncesindeyim. Ya sizce?

“Düþündüðüm kadar var. Var ettiðim kadar oradasýn...
Seni eðer sende biliyorsam bu seni bilmemdendir.”

Bolluk Bereket'in makalesini siz de AddThis eklentimiz ile paylaþýn:
 

Yorum Ekleyin