Bolluk ve Bereket ile Doğmak
Yaşamı izlemek büyüleyici.
Yaşamın ortaya çıkışını seyretmek, süreçleri gözlemlemek.
Doğum…
Her varlığın yaşama -ve dünyaya- geliş süreci.
Ne kadar kıymetli!..
Dünya’ya gelmek, dünyaya gelmek…
Geldiğimiz sadece bir yer midir? Bu yer nedir, neresidir?
Dünya, dünüv’den türer, yakın olmak demektir. Ednâ, en yakın demektir. Dünya, bizim için canlıların üzerinde yaşamış olduğu gezegen, bugün bildiğimiz tanımıyla yerküredir. Dünya yaşamı ise, insanın doğumdan sonraki ve ölümden önceki hayatı, bu hayattayken ilişki içinde bulunduğu varlıklar ve bu varlıklarla ilgili eğilimleri, tutum ve davranışlarıdır.
Yer ve yeryüzü arz’dır, içinde yaşadığımız hayata, dünya hayatı; yakın hayat ve önce gelen hayat adı verilmiştir. Yaşanılan hayat ile yeryüzü arasında yakın bir ilişki olmasına rağmen, yeryüzü ve dünya aynı değildir. Yeryüzü yaşadığımız coğrafî mekân, dünya ise manevi ve ahlâkî bir anlamın ifadesidir.
Yeryüzünün üzerinde ikamet eden insanın dünya hayatının nasıl olacağı hayata karşı tutumuna, maddi olanın ötesindeki öğretiyi görmesine bağlıdır.
İnsan dünyaya, yakın hayata doğar.
Doğum için fiziksel bağlamda bir anne ve bir baba gereklidir. Gebe kalmak gereklidir.
Doğum için duygusal bağlamda besleyip korumak, sabırla zamanı beklemek gereklidir.
Doğum için düşünsel bağlamda istek ve inanç gereklidir.
Doğum için aşk ve sevgi gereklidir.
Her doğum güzel olanı arar.
Ve yeni bir varlık, yaşam bulan yeni bir enerji… Varlık ana rahmine düşer. Bedeni yoktur, bedenlenir. Karanlık içinde duyduğu kalp atışları, annesinin derinden gelen sesi, bedeninin işleyişi ve nefesi. Bu kapalı dünya yeni varlık için tek varoluştur. Yaşama teslimdir, müdahale yoktur. Süreç kendini gerçekleştirir.
Doğum anı geldiğinde ise çaba başlar, doğum zorlayıcıdır -hem doğuran hem de doğan için. Doğumu reddedemez, durduramazsınız, erken hali prematüre, gelişmemiştir.
İnsan yaşama doğar. Varlık yine düşer… Ana rahminden yaşam rahmine.
Yaşamın rahminde varlık, yaşamsal sisteme teslim olmuş halde sürekli yeni doğumlar içindedir. Oysa insan bunu bilmez, zanneder ki bir kez doğar, bir kez ölür, bir kez yaşar. Yaşamsal sistem ise her an yeniden doğması için varlığı sürekli zorlar. İnsan sevmez zorlanmayı, ister ki bir kez doğsun ve hep aynı yaşamda kalsın, sonsuza kadar yaşasın.
Yaşam tek bir şey bekler varlıktan; ana rahmindeyken nasıl onu koruyup besleyen, seven anneye güveniyorsa, yaşam rahminde büyürken de yaşama güvenmelidir.
Yaşam sürekli gebedir, yeni doğuşlara, yenilenen yaşamlara.
Gebelik varsa doğum kaçınılmazdır. Her gebelik farkı bir doğum getirir -hem doğana hem de doğurana-, bazı doğumlar sancılı bazılarıysa bir nefeste kolaycadır, yaşamda herkesin kısmeti ihtiyaca göre farklıdır. Bu, yaşamın çeşitliliğidir. Doğum ile başlar öğreti.
Yaşam -öğrensin diye- sürekli yeniden doğmasını gerektirir insanın. Yeni doğum yoksa büyüme, gelişim de yoktur. Hep aynı olan, her yeni güne yeniden doğmayan, her an kendine yeniden doğmayan artık yenilenmiyordur. Yenilenmeyen yavaşça ölür.
Yaşam için doğum kaçınılmazdır.
Yaşamın rahminde insan, korunup gözetileceğine güvenmelidir, -aslında başka çaresi de yoktur.
Nasıl ki, kendi âleminde, kendi gerçekliği içinde ‘anne’ yaşam demekse bir bebek için ve reddedilemez bir süreçse oluşumu, insan için de kendi gerçekliğinde dünya yaşamı aynısıdır; reddedilemez bir oluşum süreci.
Yaşam her ne getiriyorsa insanın büyüyüp gelişmesi için gereklidir.
İnsanın yapması gerekense yaşamın sürecine güvenerek teslim olmaktır.
Yazar: Saba Melike Belkıs Doğar
Saba Melike Belkıs Doğar
1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Kısa bir süre televizyon sektöründe çalıştıktan sonra reklamcılığa geçti. 17 yıl süresince uluslararası reklam ajanslarında, farklı markalarla çalıştı. 1999 yılı itibariyle metafizik konulardaki bilgi ve deneyimlerini geliştirdi. 2005 yılında Douglas Forbes’tan insanın bireysel potansiyelini keşfetmesine yardımcı olan Human Pin Code sistemini öğrendi. Aynı dönemlerde Süha Ertekin ile başladığı Tai Chi çalışmalarına 5 yıl devam etti. 2006 yılında Emei geleneği 13. Soy Sahibi Grandmaster Fu Wei Zhong’un öğrencisi oldu ve Emei Linji Qigong Okulu‘nun temel öğretileri üzerine halen devam ettiği eğitim sürecini başlattı. 2008 yılında ILCT-Yaşam Koçu eğitim Enstitüsü’nden Uluslararası Koçluk Federasyonu-ICF sertifikalı yaşam koçluğu eğitimi aldı. 2009 yılında Dr Luba Moisewa ile bioenerji, aile dizimi ve kuzey geleneği beden enerjisi uygulamaları üzerine çalışma başlattı. 2010 yılında, öğrencisi olduğum ve öğretilerini uyguladığı Emei Qigong geleneğinin 13. Pir’i Grandmaster Fu Wei Zhong’u davet ederek “Emei Qigong Healing Arts” ve “Changing the Moving Program of Life” seminerlerini organize etti. Kişisel internet sitesi: InTouchLife | Life is the most beautiful gift!